DARAĞACINDAKİ AŞK

Bir pazar sabahı uyandı Fenerbahçeli. Belki sıcak temmuz sabahının rahatsızlığından belki de içine düşecek olan kor ateşin telaşından. Her kahvaltıda olduğu gibi çayını yudumlarken Karadeniz zaferlerini düşündü, mutfağının küçük penceresinden görülen pencereden daha büyük olmayan boğaz manzarasında iki yaka arasında söylediği zafer şarkıları geldi aklına. Mis kokulu elmeğini yerken de Anadolu takımları... Elbet nefretten değildi bu. Rekabetten de değildi. İllaki bir açıklama isteyen yakınlarına "aşktan" diyordu. Zaten az haykırmamıştı sokaklarda "Fenerli olmayan kimse bilemez" diye. Çok dert etmiyordu bu yüzden aşkının tadını çıkarmak dururken...

Ama İşittiği haberle birden soğudu çay, rengini yitirdi deniz, kokusunu kaybetti ekmek. Fenerbahçe için hayatını vermek gerekse bir an bile düşünmeyi ihanet sayacak Fenerbahçeli Başkanının tutuklandığını öğreniyordu. Bazen kızdığı, eleştirdiği ama Fenerbahçe dergisini eline ilk aldığında onun yazısını okuduğu, ses telleri yırtılana kadar "büyük başkan" diye bağırdığı odasına resimlerini aldığı ve onu eleştiren en yakını bile olsa canını dişine takıp savunduğu başkanını...

Kendini toparladığında baktığı ilk yer yatağının baş ucunda kurulu formasıydı. Sarının sadakati kapladı için, lacivertin asaleti... O an tek istediği formasını giyip dışarı çıkmaktı zafer kutlarcasına. O an 30 milyon Fenerbahçeli'nin aynı şeyi düşündüğünden zerre kadar şüphesi yoktu. Gururyla çıktığı sokakta papazın çayırının çağ atlayarak Şükrü Saraçoğlu stadı haline gelişini düşündü, duvarlarınada Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ayetullah Bey'in, Şükrü Saraçoğlu'nun, Can'ın, Lefter'in ve Aziz Babasının silüetlerinden çekti içine can buldu Kadıköy'de, yaşadı asırlık geçmişi... Ümitleri tüketmek isteyenlere inat !

Şimdi sokaklar savaş alanı. Sarı lacivert meydanlara 30 Milyon darağacı kurulmuş. Renkler soldurmak isteniyor. Şimdi büyük yok, oyun yok, barış da yok düşmanlık da yok.. Yalnızca Fenerbahçe var.

"Burası senin yolunun sonu" diyor cellat. Fenerbahçe'nin yenilmezliğini, kurtuluş anılarından bir haber. HAYASIZ ... "Son İsteğin" diyor buz gibi çelikten ses, kor gibi yakıyor.  Darağacındaki Fenerbahçeli; "sana son sözüm FENERBAHÇE" diyor. Demirden güçlü sesi yağlı urganları eritiyor.
O an Fenerbahçeli darağacındayken cellat gülüyor, kazandım sanıyor. Ama meydanın kıyısındaki son kişiyi unutuyor. O Minik Fenerli, elinde bayrağı sırtında formasıyla asırlık çınara can suyu vermeye gidiyor. Çünkü biliyor dünya üzerinde tek Fenerli o kalsa bile şanlı armayı o taşıyacak. Ve şimdi bedeninden büyük sesiyle haykırıyor " FENERBAHÇE DÜŞMANLARINI YENECEĞİZ" !
                                          
                                                                                                                     
                                                                                                                           Tuğçe Kuru
                                                                                                                                           

Serim Düğüm Çözüm

Aziz yıldırım ve diğer 40 kişinin gözaltında olması, şike iddiaları, karşı söylemler, Başbakanın Aziz Yıldırım ile ilişikisi veya ilişkisinin olmadığı, taraftarın tepkisi, polisin taraftara tepkisi, suçlu, suçlunun cezalandırılması, temizin aklanması, atılan iftiralar veya gerçek söylemler vs...

Şu veya bu sebepten bugün en çok madur olan taraf 30 milyon Fenerbahçe taraftarıdır.Fenerbahçe onların sevdasıdır, anne sütüdür, sabah simididir, anne kokusudur, baba güvenidir, kan bağıdır,elemidir, kederidir, neşesidir, savunmasıdır sığındığıdır, uğruna savaştığıdır,..., takımıdır. 

Fenerbahçe taraftarını yalnızca maçlara gidip gelen, yaşları 18-45 arası gören bağnaz yapıya hatırlatmak isterim;

*Fenerbahçe taraftarı; ilk maçına gelen ve yorgun düşüp uyuyan minik Ali'dir,
*Fenerbahçe taraftarı; tüm gecesini bilet kuyruğunda geçiren ve ailesinin verdiği parayı maça gözünü kırpmadan yatırıp kendini iyi hisseden Mehmettir.
*Fenerbahçe taraftarı; Arkadaşları İstiklal Caddesi'inde gezerken babasının koluna girip tribündeki yerini alan Merve'dir
*Fenerbahçe taraftarı; 5 aylık ikizlerine hamile olan eşinin yardımlarıyla sevdasına koşan Elif ve eşi serkandır
*Fenerbahçe taraftarı; kar kış demeden battaniyesini alıp tribünde oturan 85'lik amca ve teyzemizdir.
*Fenerbahçe taraftarı; İnşaattaki ustadır, tarladaki çiftçidir, yayladaki çobandır, şafak sökmeden işe giden fırıncıdır, iş adamıdır barmendir, öğrencidir, ev hanımıdır, simitçidir, fotoğrafçıdır, ressamdır, müzisyendir çocuktur...

Şikeciyi cezalandırın, suçsuz olanı aklayın ama milyonları aşkın Ali'yi, Elif'i, Merve'yi, Serkan'ı... nicelerini rahat bırakın.

                                                                                         Tuğçe Kuru

About me

Photostream